MİLLİYET GAZETESİ, 24 KASIM 2000
KUPÜRI07
\
Hangi insan?
P
AZAR gecesi televizyon kanalIannı
dolaşırken TRT 2'de karşımıza "Mu-
cizenin Adı İnsan" adlı bir program,
çıktı. Programın yapımcısı, sunucusu Hilkat
Saydamer şöyle diyordu:
"Eğer yitirdiğimiz değerleri yeniden' haya-
ta geçirmek bir mucize ise, bu mucizeyi yarat-
ma gücüne yine insan' sahiptir." .
İddialı bir yaklaşım, ama şu umutsuz ortam-
da umut verici...
•
Sunucu, kaybettiğimiz değerleri, dürüstlük,
adalet, dostluk gibi ne' varsa, bunIan tekrar ka-
zanmanın, elde etmenin mucize olduğunu söylü-
yor ve bu mucizeyi yine insanın yaratacağını vur-
guluyordu.
13 haftadır devam eden bu programın o gece-
ki konusu "Hamili kart yakinimdir" sloganıyla
ifade edilen TORPİL •••
TORPİL nedir?
TorpiI'in sözlük anlamı şu:
"Savaş gemilerinde, su altı silahı olarak
kullanılan büyük bomba •••"
Bazı kavramlar, toplumda, sözlük anlamı dı-
şında anlam kazanırlar.
.
Saydamer de bunun altını çizdi:
"Bir de mecazi anlamı var ki, galiba biz bu
mecazi anlaıiu, hayatın gerçeği olarak benim-
semeyi becerdik hep birlikte •••
Köklü ve güzel geleneklerimizden yola çıka-
rak masumane başlattığımız eş, dost, hemşehri,
amca, dayı ilişkilerini içinden çıkılmaz hale geti-
riverdik...
Öyle ki, 'torpiliıniz yo~a, öksüz hisseder
olduk kendimizi! Garip olan şu ki, hem bu ka-
dar yakındığınıız, hem de böylesine kabul gö-
ren bir başka kavram girmedi hayatımıza •••"
* * *
.
PROGRAMıN konuklanndan biri Tekirda~
eski milletvekili Erdal İnönü'nün başdanışmanı
Güneş Gürseler'di, gö-.
revi sırasında 32 bin toc-
pil mektubu aldığım söy-
lüyordu. Gürseler'in ver-
diği bir örnek çok ilginç-
ti, şöyle diyordu:
,"Lakin kimsenin
torpil isteyemeyeceği
kurumlar
da'.
vardır,
mesela adam şef'ti.; ,
müdür olmak ister, tor-
pil arar. Lakbı hiç kim-
,
se, yüzbaşıyı, süresin-
den önce binbaşı yapabilmek için torpil iste-
mez, isteyemez; demek torpili önlemek müm-
k.. '"
un.
* * *
DİYANET İşleri eski Başkanı ve Devlet Ba-
kanı Dr. Lütfü Doğan, torpilin insanın hakkım
yemek olduğunu belirtiyor ve ekliyordu:
"Bizim partiden, bizim mahalleden, bizim
kulüpten, bizim memleketten... İnananlan
bile ayırıyorlar, bizim inananlardan.diyerek."
Psikiyatrist Prof. Dr. Neriman Samurçay'ın
torpile yaklaşımı bir başka açıdandı, ona göre,
torpil, bazı kişilerde övünme vesilesi sayılıyordu,
"hava basılıyordu" Prof. Samurçay, bir anısım
anlattı:
"Lokantada yemek yiyorduk, karşı masa-
da oturanlardan birinin cep telefonu çaldı,
konuşmalanndan,
karşısındakinin torpil is-
tediği anlaşdıyordu, bizim masa komşumuz,
olur, filan milletvekiline şimdi söylerim, dedi.
Biraz sonra telefon yine çaldı, bizimki karşı-
sındakine, hiç merak etme, şimdi milletveki-
lini buldum, söyledim, demez mi? Oysa kimse
ile konuşmamıştı, giderken kendisine, niçin
yalan söylüyorsuİl; kimseyle konuşmadın, de-
dim."
* * *
PROGRAMDA sokakta yapılan söyleşiler de
vardı, herkes torpile karşıydı, ama kimse "Sen
torpil yaptırdın mı, ya da yaptınr mısın?" so-
rusuna "Hayır!~ diyemiyordu. Hele bir gencin
"Zenciler memleketinde beyaz dolaşılmaz!"
demesi, "torpil" gerçeğinin tespitiydi.
* * *
MUCtzENİN adı insan!
Lakin hangi insan?
,
Banka soyanı, rüşvet alanı, çete kuranı, işken- .
ceciyi affetmeyi dahi düşünebilen insan mı?
Bu insan ,mı,mücizeyi yaratacak?