SOSYAL DEMOKRASİ SHP GENEL MERKEZİ AYLıK DERGİSİ, 11 ŞUBAT 1993,
s.
25
KUPÜR411
Bütün bunların sonunda, gezegenin bozulması-
m tersine çevirecek ve gelecek için ümitlendirecek
dünya çapında güçlü girişimlerin konulup konulama-
yacağı belli olacak ve bugünkü sorunlar aynen süre-
cek ve değişim gezegenin öyküsü ile gerçekleşecek ya
da güçlü ve dünya çapında ortak girişimlerle gezege-
nin yaşadığı kötü değişim tersine çevrilecek, alınacak
politik kararlar değişimi gerçekleştirip çocuklarunlZın
gelişen mi, yoksa gerileyen bir dünya mı yaşayacakla-
nnı belirleyecek.
.
İşte değişim bu sorunun yanıtında yatıyor.
Dünya bu yanıtı ararken bizde değişim, bir seçim bil-
dirgesi hazırlarcasına ülkenin bütün sorunlarını alt alta
yazıp akla geleni söyleme sayılıyor. Türkiyeinin enerji
üretmesi gerektiği, sanayileşmesi, devletin küçülmesi,
bilgi toplumu olunması, her şey söyleniyor. Bütün
bunların arasına da "çevre korunacaktır" diye çeşit ol-
sun, renk katsın düşüncesiyle bir tümce ekleniyor.
Türkiye'nin genel enerji istemi (talebi) 2000 yı-
f
lında şimdikinin iki katına, 20
ı
O yılında da yaklaşık :
i
dört katına çıkacak. Türkiyelde değişimi anlatanlar,
sözü enerjiye getirdiklerinde, sadece Gökova Santra-
ltından söz edip başka şey söylemiyorlar. Oysa Türki-
yelnin enerji politikasının gerçekten değişmesi gereki-
yor. Enerjiyi üreten, 2000'li yılların gereksinimlerini
karşılayan, fakat doğaya en az zarar veren ve tüketilir-
ken de israf edilmeyen bir enerji politikası. Bunu söy-
leyen, bunun nasıl gerçekleşeceğini, enerjide öncelik-
lerin ne olması gerektiğini söyleyen yok.
Çölleşen Türkiye
Türkiye'nin her yıl su ve rüzgar erozyonuyla
kaybettiği toprak 500 milyon ton. Türkiye hızla çölle-
şiyor. Ormanlar yok oluyor. Tarım toprakları çarpık
sanayileşme ve kenUeşmeyle işgal ediliyor. Değişimi
söyleyenler, sadece sanayileşmekten, özelleştirmeden,
dışsatımın arttırılmasından, tarımda verimlilikten söz
ediyorlar. Peki de ekoloji-ekonomi ilişkisini kurmaz-
sanız, sanayileşme politikanızın temeline çevre politi- .
kanlZı belirleyip oturtmazsanlZ, endüstriyel yerleşimin
fiziki planlamasını yapıp sanayileşmeyi tarım toprak-
lan dışına yayarak tarımı korumazsanlZ, yeni ağaçlan-
dırma seferberlikleriyle erozyonu durdurmazsanız, ül-
kenin batısına yığdığınız ve de özelleştirdiğiniz sanayi
kuruluşları nereden hammadde bulacak? Bugün to-
hum fiyatı altın düzeyinde, yarın buğdayın bir avucu
altın değerinde olacak.
Değişimin temeli, ekoloji-ekonomi ilişkisini
kurup ve bütün politikaların temeline çevreyi oturtup
sürdürerek kalkınmayı gerçekleştirebilmektir.
Öbür
alanlardaki değişimin başarısı bu temelin sağlamlığına
bağlıdır .•
-~
~
-~
--
..••..~._~-""'"""
..