GüneşGürselerArşivi

..",.

OGALÇEVRE

GÜNEŞ GÜRSELER

leden Çevre

Eğftimi

la511

Bir

Çevre

Eğftlml •

sorumluluklar ve görevlerin yerine getirilebilmesi

için

eğitim gerekli ve zorunludur.

Çevre eğitimi, bilgi birikimine dayanıp bilimsel'

gelişmelerle yakın bir ilişki içindedir. Her yeni gün

çevreyi biraz daha iyi tanıyor, çevre bozulmasında

olduğu kadar, çevre korunmasında da yeni böluşlar

gerçekleştiriyoruz.

Bu dinamik sürecin bireylere

ulaştırılmasını ise çevre eğitimi ile sağlayabiliriz.

Bireyler, çevre konusundaki

haklarinı, sorumluluklarını

ve görevlerini, değişen koşulları dikkate alarak çevre

eğitimi yolu ile öğreneceklerdir.

Çevre .eğitimini, yalnızca bilgilendirici olma niteliği ile

sınırlandırmak yanıltıcı olur. Çevre sorunlarını ortaya

çıkaran ekonomik, toplumsal ve-kültürel nedenlerin

anlaşılabilmesi

ve ortadan kaldırılabilmesi

için de

eğitimin gerekliliği tartışılamaz.

Bunların yanında, çevre hakkımızın

gerçekleşebilmesi

ya da çevre konsundaki ödevlerimizi

yerine getirebilmemiz için çevremizle ilgili bilgilendirilme

hakkımız olmalıdır. Bu durumda çevre eğitimini de bir

hak durumuna getirmiş oluyoruz.

Bireylerin ve toplumun tüketim alışkanlıkları ve

kültürü ile çevre sorunları arasında yakın bir ilişki vardır.

. Bu alışkanlıkların değiştirilebilmesi

için eğitimden

yararlanmak zorundayız. Bunu ise geniş kapsamlı ve

cesur bir eğitimi politikası ile başarabiliriz.

Bütün bunlar, çevre eğitiminin gerekliliği için yeterti

nedenlerdir

DOBRA GAZETESİ, KASIM 1993

KUPÜR289

Nasıl Bir Çevre Eğitimi?

Çevre eğitimi ile üç temel amaç gerçekleştirilmeye

çalışılmalıdır.

1.Bireylerin ve toplumun çevre duyarlılığını

geliştirmek

2.Çevre sorunlarının çözümü konsundaki yönetsel

ve diğer süreçleri tanıtmak ve işletilmesi için bireyleri

biliçlendirmek ve teşvik etmek

3. Çevre sorunlarının önlenmesi için bilimsel -

teknolojik gelişmelerden yararlanmak ve uzmanlaşma

sağlamak Çevre eğitimi, bu üç amacı de kapsayacak

biçimde çok yönlü olarak gerçekleştirilmelidir.

Çevreye yönelik eğitim, toplumun tüm aktörlerini

ilgilendirecektir. Bu nedenle, çevre eğitimi de toplumun

tüm aktörlerine yönelik olmalıdır. Bu eğitimi toplumun

tüm kesimlerine yaygınlaştırmada eşitlik ilkesini gözardı

etmemeye dikkat etmek zorundayız. Bir sahil

kasabasında olduğu kadar, Ankara'nın bir gece kondu

mahallesine de çevre eğitimi

götürebilmeliyiz.Bu

eğitimin

disiplinler arası niteliği unutulmamalıdır. Bu amaçla,

eğitimin ve çevrenin bütüncülüğüne uygun olarak çok

yönl~ bif eğitim f)olitikası l;Jygul~fTlak.dUnfm~r:ıd~dır. :.::

Çevre eğitimi, ne yalnızca teknik biçimle, ne de kuşlar.ı

ve ağaçları sevmek gibi etik (ahlaksa) bir biçimde sınırlı

kalmamalıdır.

Çevreye yönelik eğitimin bir diğer yönü ise bireyi,

karar alma süreçlerine katmayı hedeflemesi olmalıdır.

Bireyin,sorunlarınınçözümünde etkin kılınabilmesi için

karar alma süreçlerinde etkin kılınması gerektiği açıktır.

Bir başka ifade ile, yetki vermeden sorumluluk istemek

doğru değildir.

Gönüllü kuruluşların rolü de önemli bir konudur.

Çevre eğitiminin devlet tekeli ile yürütülmesi, istenilen

amacın gerçekleştirilmesini

engelleyebilecektir.

Halkçılık - Devletçilik - Laiklik

Önce şu hususun vurgulanması yerinde olur. Bize

-Dobra Gazetesi" tarafından yöneltilen sorularla,

Epeydir izlenen silik politikalar uzantısında bu

ilkeden iyice uzak düştüğümüz bir vakıadır. Ama öte

yandan, dünyanın çok değiştiği de bir vakıadır. Tam

bağımsızlık ilkesini bugün artık "dengeli, sağlıklı, .

karşılıklı bağımlılıklar",olarak anlamak, yerinde olur.

5. Bu sorunuzu bağışlayın yerinde bulmuyorum.

Her

devletin bir resmi ideolojisi" vardı.r. ideoloji, malum,' fikir

_bilim demektir. Yasalar özellikle de anayasa fikirleri

yansıtır. Anayasa bir fikirler yumağıdır. Toplumsal bir

uzlaşmayla meydana gelen her anayasa toplumun

uzlaştığı fikirlerin, remini verir

"Bizim ,Anayasamız çelişkilerle maluldür, yahut

demokratik değildir" demek, birşeydir. "Söz gelişi,

Fransa'nın yagu Federal Almanya'nın resmi ideolojileri

yoktur" demek, başka birşeydir. Bu ülkelerin de resmi

ideolojileri vardır. Böyle bir ideoloji, özellikle

anayasadan, keza-yasaJardan okunur.

"Bizim halen yürürlükte bulunan resmi ideolojimiz

tuhaftır; gerçekçi değildir; çelişkilerle doludur;

demokratiı

•- ~iltjir