faaliyetin durdurulmasının da idari makamlardan istenebileceğidir. "Ödersem kirletirim"
anlayışına geçerlik kazandırılmamalıdır.
Çevreyi kirleten ve bozan faaliyetlerin durdurulması ve ortaya çıkan
zararın tazmini yanında çevre suçu oluşturan kirletme ve bozma eylemlerinin
cezalandırılması ise Çevre Ceza Hukuku'nun konusudur. Türk Ceza Hukuku'nun çevre
suçu tarifieri bakımından henüz istenilen yeterlikte değildir. Türk Ceza Yasasında ve
Çevre Yasasında toplu bir düzenleme yapılmamıştır. Çevre Yasasının 26. maddesinde
ve Türk Ceza Yasasının 394. maddesinde ayrıca Orman Kanunu, Umumi Hıfzıssıha
Kanunu, Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu, Su Ürünleri Kanunu gibi kanunlarda
doğrudan ya da dolaylı olarak çevreyi ilgilendiren ceza hükümleri vardır.(28)
Ceza Hukukumuzda çevreye zarar veren, halkın sağlığını tehlikeye
düşüren ya da zarara uğratan eylemleri suç sayan düzenlemelerin yapılması gerekir.
ÇEVRE YÖNETMEliKLERi
Çevre Yasası bir çerçeve kanun olup çeşitli alandaki uygulamaları
yönetmeliklere bırakmıştır. Yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana:
-GÜRÜLTÜ KONTROL YÖNETMELiGi
-HAVA KAliTESiNi KONTROL YÖNETMELiGi
-SU KiRliliGiNi
KONTROL YÖNETMELiGi
-ÇEVRESEL ETKi DEGERLENDiRMESi YÖNETMELiGi
-KATI ATıKLARıN KONTROLÜ YÖNETMELiGi
-RADYASYON GÜVENLiGi YÖNETMELiGi
gibi uygulamayı yönledirici
önemli yönetmelikler çıkarılmıştır.
ÇEVRE KONUSUNDA TÜRKiYE'NiN TARAF OLDUGU ULUSLARARASı
ANDLAŞMALAR:
Anayasamızın uluslararası andlaşmalarla ilgili 90. maddesinin son fıkrası,
"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andıaşmalar kanun hükmündedir.
Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz."
hükmünü içermektedir. Bu hükümle Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası andıaşmaların
iç hukuk düzenimizde sahip oldukları hukuksal gücün yasa değerinde olduğu açıkça
belirtilmektedir. Böylelikle çevre konusunda Türkiye'nin taraf olduğu andıaşmaların
hukuksal gücü Çevre Yasasına eştir. Hatta teknik açıdan yasadan üstündür çünkü
andıaşmalar aleyhine Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılamamaktadır.
Bu andıaşmalar ileriye yönelik bir takım davranış ve faaliyetlere ilişkin
yükümlülükleri düzenleyebildiği gibi devletin iç hukuk düzeninde etki doğuracak nitelikte
ve konunun özüne ilişkin kuralları içeren özellikte de olabilmektedir.(29)
Türkiye her iki türe giren uluslararası andıaşmaların da tarafıdır.
Bunlardan bazıları:
-AVRUPA KÜLTÜR ANLAŞMASı, 1954ffürkiye 1957.